Kategoriler
İstinaf Dilekçesi

İstinafa Cevap Dilekçesi Aile Mahkemesi

İstinafa Cevap Dilekçesi Aile Mahkemesi

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK  DAİRESİ’NE,

GÖNDERİLMEK ÜZERE,

5. AİLE MAHKEMESİ’NE

DOSYA NO :

DAVACI :

VEKİLLERİ :

DAVALI

VEKİLİ :Av. 

KONU :İstinafa cevap dilekçesinin sunulmasından ibarettir.

AÇIKLAMALAR       :

Davalı yan vekilince sunulan istinaf dilekçesinde Antalya 5. Aile Mahkemesi’nin 2017/*** E. 2020/*** K. Sayılı ilamı ile müvekkili aleyhine hüküm tesis edilen nafaka, maddi ve manevi tazminat ile hatalı olarak tespit edilen kusur belirlemesi yönünden istinaf incelemesi sonucunda kararın kaldırılmasını istemiştir. Verilen istinaf dilekçesi soyut ve gerçeklikten uzaktır.  Şöyle ki;

Davalı yan, davacının kendini önemli biri gibi göstermeye çalıştığını davalının eğitimsiz olarak lanse edildiğini belirtmiştir. Davacı müvekkil elbette her insan gibi önemli biridir. Davalının eğitim durumuna dair ne dilekçemizde ne de aile birliği içerisinde söz edilmemiştir. Bahsi geçen konu davacı kadının üniversite mezunu olduğu halde davalı yanın baskısıyla çalıştırılmamasıdır. Karşı yanın eğitim durumunu içerleyerek dilekçesine bunları yazması davacı müvekkilin kıskançlık kurbanı olduğunu açıkça göstermektedir. Tanık beyanları da buna ilişkindir.

Davalı yan, dilekçesinde davacının iddialarının soyut ve mesnetsiz olduğunu haklı neden bulmak adına yazılan söylemlerden olduğunu, davalının ayak öptürtmediğini, kötü söz sarf etmediğini,  davalının erkeklik görevlerini yerine getirmediğinin asılsız olduğunu beyan etmiştir. Dava dilekçemizde bu vakıalara ilişkin detaylı anlatımlar yapılmıştır, bahsedilen iddialar delil dilekçemizde belirtilen deliller ile ispatlanmıştır.

Davalı yan, davacının sosyoloji bölümü okuduğunun iddiadan ibaret olduğunu hiçbir kamu kuruluşuna yerleşemediğini beyan etmiştir. Dava dilekçemiz detaylı okunur ise davalının davacıyı hiçbir işte çalıştırmadığını defalarca yinelemiş idik. Davacı kadının diploması sunulmuş olup çalıştırmadığına dair tanık beyanları da dinlenmiştir.

Davalı yan, davacı kadının çalışmaktan aciz olduğunu,  ev işi dahi yapmadığını, yaşamaktan bezgin bir kişiliğe sahip olduğunu, davalı erkeğin davacı kadının çalışmasına engel olmadığını beyan etmiştir. Davalı erkek davacı kadının sokağa adım atmasına izin vermez iken çalışmasına izin vermediği aşikardır. Tanık anlatımları ile davacının evinin temizliğine önem verdiği  eşinin ve evinin tüm ihtiyaçlarını karşıladığı klasik bir ev hanımından beklenmeyecek ölçüde fedakarlıklar yaptığı ispatlanacaktır. Davacı kadının SGK dökümleri ise evlilik öncesi ve sonrası çalışma hayatındaki fark gözetildiğinde, davalının davacı kadını çalıştırmadığını ortaya çıkaracaktır.

Karşı yan, davalı erkeğin vasıfsız işçi olduğunu davacının bunları bilerek evlendiğini dava dilekçesinde davalı erkeğe bu konu ile ilgili haksız isnatta zaten bulunulmadığını, vasıfsız işçi olması sebebi ile sürekli işten çıkarıldığını, eşini ve evini mağdur etmediğini dile getirmiştir. Davalı yanın mesleğine eğitimine dilekçemizde ve evlilik birliği içerisinde herhangi bir ithamda bulunulmamıştır. Müvekkil severek bir evlilik gerçekleştirmiş bu durum onun için sorun teşkil etmemiştir. Kamyon şoförlüğü yapan davalı erkek dava dilekçemize detaylı belirttiğimiz şekilde sürekli iş değiştirmiştir. İşçi alacakları ve iş kanunu göz önüne alındığında ayrıca serbest piyasa koşullarında davalı erkek işten defalarca çıkarılmamış, kendi sıkıntıları sebebi ile iş beğenmemiş ve işten çıkmıştır. SGK dökümlerinin celbi ile birlikte bu durum ortaya çıkmıştır. Davalı erkeğin evinin ihtiyaçlarını karşılayamadığı kendi ailesi ve davacı kadının ailesinden ve çevresinden sürekli borç istemesi ile anlaşılmıştır. Davalı erkek davacı kadının ziynet eşyalarını da satarak tüketmiştir. Ayrıca Garanti Bankası / Yapı Kredi Bankası ve Türk Ekonomi Bankası’ndan defalarca kredi çekmiştir. 

Karşı yan, davalının davacı ile severek evlendiğini , aldatmasının söz konusu olmadığını, cinsel hayatlarında sıkıntı yaşamadıklarını, sunulan fotoğrafların aldatmaya yönelik olmadığını, dava dilekçesinden belirtilen 4. Maddede ki anlatımları kabul etmediklerini, affedilen vakıa ile boşanma davası açılamayacağını dile getirmiştir. Sunulan fotoğraf ve dava dilekçemizde belirtilen hususları tekrar etmekle birlikte, davacı kadını davalı erkek bir daha bu tarz şeyler yapmayacağına inandırarak yemin ederek evine döndürmüştür. Evliliklerinin devamı için çabalayan davacı kadın davalı ile barışmak durumunda kalmıştır. Fotoğraflar ve dava dilekçemizde belirtilen hususlar sadakatsizliğin göstergesidir. Davacı kadının yıpranma payı deliller ve anlatımlar ile aşikardır. Dava dilekçesinde yaşanan tüm olaylar olağan açıklığıyla belirtilmiş olup davacı kadının hep bir umutla davalının tutum ve hareketlerindeki düzelmeyi beklemesi davalının tüm hal ve davranışlarını affettiği anlamına gelmemektedir. Davacı kadın evliliğin devamı için susup beklemiş barışma yolunu tercih etmiştir fakat boşanma isteminin zeminini oluşturan tavırların ardı arkası kesilmemiştir. Anlatılan olaylar çerçevesinde evlilik birliğinin çekilmez duruma geldiği, davalı erkeğin kusuruyla sebep verdiği işbu davada, davalı adeta kusursuz olduğu iddialarıyla davayı sürüncemede bırakmak istemektedir. Dava dilekçesinde ki anlatımlar kapsamında davacı kadının kişilik haklarına saldırı oluştuğu, kusursuzluğu , hak ve menfaatinin zedelendiği , mevcut durum olamaması adına hiç bir fedakarlıktan kaçınmadığı ortadadır.

Karşı yan, davalının ”sen kısırsın ” şeklinde ithamda bulunmadığını belirtmiştir. Dava dilekçemizde belirtilen 7. Maddeyi aynen tekrar eder, hastane kayıtlarının celbi ve tanık anlatımları ile bu durum sabitlenmiştir. Davalı yıllarca davacıyı boşanmama konusunda tehdit etmiş ve davacı bu tehditleri göze alarak boşanma davası açmıştır. Davacı kadının buna cesaret edemeyeceği düşüncesi ile her türlü hal ve tavırdan davalı yan kaçınmamıştır. Davacı müvekkile attığı mesajda davalının tutarsız bir kişiliği olduğu ortadadır.

Yerel mahkeme kararı da sabit olup ; Dinlenen tanıklar duruşmadaki beyanlarında ;tarafların severek evlendiklerini, davacının ailesinin davalıyı istemediğini, bi kaç kez davalıdan habersiz davacının annesinin evine kaçtığını, bi kaç kez davacıyı almak için annesinin evine gittiklerini, geri dönmek istemediğini söylediğini, davalının kamyon şoförü olduğunu, tarafların yaklaşık 2 yıldır ayrı yaşadıklarını, davacıya ağlarken yolda gördüğünü, neden ağlıyorsun diye sorduğunda davalının kendisine küfür ettiğini, buna dayanamadığını bu nedenle ağladığını, davacının kendisin darp ettiğini, cinsel olarak zorladığını daha sonra anlattığını, davalının kendi eşinin giysilerinden bahsederek tahrik olduğunu söylediğini duyduğunu, davalının davacıya karşı sinkaflı küfürler ettiğini duyunca uyardığını, davalının davacının annesine ” ben evde kalmış kızını alıp temizliyorum ” diye söylediğini duyduğunu, beyan etmişlerdir.

Davacı ziynet alacağına ilişkin talebinden vazgeçtiğini beyan etmiştir. 

Tarafların 05/08/2013 tarihinde evlendikleri, müşterek çocukları olmadığı, davacının çalışmadığı, üniversite mezunu olduğu, davalının tır şoförü ve ilkokul mezunu olduğu anlaşılmıştır. 

Tüm dosya kapsamı ile dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak, Tarafların evlilik görevlerini yerine getirmedikleri, anlaşamadıkları, karşılıklı olarak birbirlerini suçladıkları, aile sınırlarını oluşturamadıkları, bu nedenle her ikisinin de kusurlu olduğu, davalı kocanın şiddet uygulaması, küfürler etmesi, evlilik birliği içindeki görevlerini yerine getirmemesi, sebebi ile davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kanaatine varıldığından tarafların boşanmalarına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve giderleri dikkate alınarak davacı için takdir edilmiş bulunan 500,00.-TL tedbir nafakasının kararın kesinleşme tarihinden itibaren 500.-TL yoksulluk nafakası olarak devamına, davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine, Tarafların her ikisinin de kusurlu olduğu ancak davalı kocanın davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu kanaatine varıldığından 10.000-TL maddi, 5.000.-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklinde gerekçelendirmiştir.

Yukarıda açıklanan ve Mahkemenizce re’sen gözetilecek sebeplerle; karşı yanın istinaf istemi haksız ve hukuka aykırıdır. 

HUKUKİ NEDENLER :HMK, TMK  ve İlgili mevzuat hükümleri

DELİLLER : Yasal her türlü delil

SONUÇ VE İSTEM     : Arz edilen nedenlerle ve Mahkemenizce re’sen gözetilecek sebeplerle; Antalya 5. Aile Mahkemesinin 2017 / 655 E. 2020 /563 Kararının İstinaf incelemesi sonucunda ONANMASINA ve karşı taraf istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi istemimizi saygı ile sunarız.

Davacı Vekili

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.