Kategoriler
Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Nereye Verilir?

Tutukluluğa itiraz dilekçesi ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına verilir.

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Ne Zaman Sonuçlanır?

Tutuklama kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme, en çok 3 gün içinde itirazı kabul eder veya itirazı incelemeye yetkili mercie gönderir.

Tutukluluğa İtiraz Dilekçesi Örneği

T.C. BALIKESİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

**Tutuklu İş

Soruşturma Dosya No : 2020/ … Sor.

TUTUKLAMAYA

İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİ :

İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda Tutuklu

MÜDAFİ : Av.

KONU : Tutuklama kararının İTİRAZEN KALDIRILARAK, şüpheli müvekkillerin TUTUKSUZ YARGILANMASINA KARAR VERİLMESİ istemidir.

İTİRAZ NEDENLERİMİZ:

Müvekkil hakkında her ne kadar 86/3-e bendi gereği silahla (bıçakla) kasten yaralama suçunu işlediğinden bahisle 07.01.2021 tarihinde tutuklama kararı verilmiş ise de; aşağıda açıklayacağımız sebepler ve somut olgular değerlendirildiğinde taraflar arasında gerçekleşen olayın iş kurma aşamasında olan ortakların bu sebeple aralarında çıkan maddi anlaşmazlık sebebiyle kavga etmelerinden ibaret olduğu ve müvekkilin tutuklanmasının ceza adaleti ilkesine ve tutuklamanın istisna tutuksuz yargılamanın asıl olması ilkesine aykırı olduğu anlaşılacaktır. Şöyle ki;

1-) MÜVEKKİLİN, MÜŞTEKİ/ŞÜPHELİ ….. A KARŞI İŞLEDİĞİ İDDİA EDİLEN YARALAMA EYLEMİ YUMRUK VE TEKME ATMAKTAN İBARET OLUP, AYRICA MÜŞTEKİ/ŞÜPHELİ TARAFINDAN SORUŞTURMA DOSYASI ARASINDA BULUNAN 13.01.2021 TARİHLİ DİLEKÇEDEN GÖRÜLECEĞİ ÜZERE ŞİKAYETTEN VAZGEÇİLMİŞTİR.

TCK m. 86/2; “Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” hükmü gereği müvekkillerin tutukluluk halinin kaldırılarak derhal salıverilmelerine karar verilmelidir.

2-) Müşteki/şüpheli ….. , 13.01.2021 tarihli dilekçesinde;

“Benimle ortak işyeri açacağını bana söyleyen ile görüşmek istediğimde bana parası olmadığını söyledi bunun üzerine Bilal ile sözlü ve itekleme ile şeklinde tartıştık. Ardından …. abisi beni aradı ve görüşmek istediğini söyledi. Ben de dükkanıma gelmelerini söyledim. Bunun üzerine dükkanıma yakın bir yerde buluştuk. İş ortaklığı hakkında konuşurken küfür sebebiyle aramızda kavga oldu ancak daha sonra etraftaki insanlar bizi ayırdı.

Tarafıma yumruk ve tekme ile vuran ve beni darp eden dosyada şüpheli olarak görünen … isimli şahıstan herhangi bir şikayetim bulunmamaktadır. Karakolda ifademde bana bıçakla bir kez vurulduğunu söylemişsemde kavgadan sonraki kafa karışıklığı ve sinir sebebiyle bu şekilde söyledim. Bilal ile ortak olma durumumuz olduğu için o yapmış olabilir diye düşündüm. Ama kavga sırasında bıçak olup olmadığını hatırlamıyorum. Çünkü kavga sırasında yere düşmüştüm ve tekme ve yumruktan başka birşey göremiyordum. Bu sebeple şüpheli Bilal bana bıçakla vurdu mu bilmiyorum. Biz konuşmak için buluştuk ama küfür sebebiyle aramızda tekmeli yumruklu kavga çıktı.

Bununla birlikte bu şahıs yada abisi veya arkadaşları benim telefonumu benden zorla almamışlardır. Daha önce karakolda da belirttiğim gibi kavga esnasında benim telefonum düşmüş bu şahıslardan galiba … yada …. isimli kişi kendi telefonu da yere düşmüş olduğundan kavga sırasında benim telefonumu da yerden almış. Ancak yine karakol ifademde söylediğim gibi bu şahıslar akşam telefonda görüştüm ve bana zaten telefonu vereceklerini söylediler.

Benim ….. isimli şahıstan beni yumruk ve tekme ile darp etmeleri sebebiyle ve telefonumu yerden alınmış olması sebebiyle herhangi bir şikayetim bulunmamaktadır. ” şeklinde beyanlarda bulunarak iddialarımızı doğrular mahiyette ve gerçekte de yaşanılan olayı ifade etmiştir.

Yukarıda yer verdiğimiz müşteki/şüpheliye ait beyanlardan görüleceği üzere müvekkilin kendisine karşı bıçakla yaralama girişiminde bulunduğuna ilişkin müşteki/şüphelinin ifadesinde dahi herhangi bir beyan ve iddia bulunmamaktadır.

DOSYAMIZ AÇISINDAN BAKTIĞIMIZDA TUTUKLAMA KOŞULLARI OLUŞMAMIŞTIR

1-) Gerek müvekkilin ifadesi, gerekse de müşteki/şüpheli ….’un 04.01.2021 tarihli ve dosyada mevcut deliller ve kamera kayıtları dikkate alındığında, müvekkilin müşteki/şüpheli ….’a karşı herhangi bir bıçakla yaralama eylemi yahut bu hususta bir teşebbüsü dahi bulunmamaktadır. Dolayısıyla -dosya arasındaki delillerden ve tarafların ifadelerinden kavganın tekme ve yumruklu şekilde karşılıklı olarak gerçekleştiği de dikkate alındığında- müşteki/şüpheliye karşı müvekkillerin eylemleri TCK 86/2 kapsamında olup şikayete tabidir.

YUKARIDA DA BELİRTTİĞİMİZ ÜZERE MÜŞTEKİ/ŞÜPHELİ …’UN ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇTİĞİNE DAİR DİLEKÇE DE SORUŞTURMA DOSYASI İÇERİSİNDE OLUP MÜVEKKİLİN HALEN TUTUKLU BULUNMASI USUL VE YASAYA AYKIRIDIR.

Kaldı ki, müvekkillerin tutuklanması için 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 100. maddesinde öngörülen şartlar da oluşmamıştır.

Yargılamanın tutuklu sürmesi tedbir olan tutuklamaya infaza çevirecek ve müvekkilin ailesine mağduriyet yaşatacaktır. Uygulanacak tedbir arasında en ağırı tutuklamanın uygulanması orantılılık ilkesine de aykırı olacağı açıktır. Şüpheli sabit ikametgâh sahibi olup kaçacağına dair somut herhangi bir emare de bulunmamaktadır. Kavganın ardından müvekkilin sabit ikametgahında bulunması dahi kaçma şüphesinin olmadığını açıkça göstermektedir.

Tutuklamanın yargılama safhasında en ağır tedbir olduğu ve tutuklamanın son çare olması ilkesi birlikte düşünüldüğünde daha hafif bir tedbirle amaca ulaşılabilecekken tutuklamaya başvurma artık infaza dönüşecektir. Yargılamanın en ağır tedbiri olan tutukluluk için gerekli olan ön şart kuvvetli suç şüphesidir. Bu nedenle şüpheli müvekkil ….. hakkında verilen tutuklama kararının kaldırılması gerekmektedir.

Müvekkil 18 yaşından küçük olup yaşı, sosyal ve ekonomik durumu ile – iddiaları kabul etmemekle birlikte ceza alma ihtimalinde dahi- cezaevinde kalacağı sürenin cüzi olması durumları da birlikte değerlendirildiğinde müvekkilin daha hafif adli kontrol tedbirleri uygulanarak tutuksuz şekilde yargılanmasını gerektirmektedir.

Suça ilişkin olan bütün deliller toplanmış ve muhafaza altına alınmıştır. Delilleri karartma şüphesi bulunmamaktadır. Suçun niteliğine ve unsurlarına bakıldığında ve her halükarda

dosya içeriğine göre sabit ikametgahlı şüphelinin tutuklanması için bir neden yoktur. Müvekkilimizin kaçma şüphesi de bulunmamaktadır.

Anılan nedenlerle yasamıza göre tutuklama şartları oluşmadığından şüphelinin bihakkın tahliyesine veya mahkemenin uygun göreceği adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliyesine karar verilmesini talep etme zorunluluğu hâsıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER : 5237 S.K. TCK 31, 5395 S.K. ilgili mevzuat

NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izahına çalıştığımız ve sayın mahkemenin resen gözeteceği nedenlerden ötürü;

1-) Öncelikle müvekkilin ŞİKAYETTEN VAZGEÇME SEBEBİYLE CMK M. 103/2 GEREĞİ RE’SEN VE DERHAL SERBEST BIRAKILMASINA,

2-) Aksi takdirde MÜVEKKİL HAKKINDAKİ TUTUKLAMA KARARININ İTİRAZEN KALDIRILMASINA VE MÜVEKKİLİN TUTUKSUZ YARGILANMAK ÜZERE SERBEST BIRAKILMASINA, BU KABUL EDİLMEDİĞİ TAKDİRDE ADLİ KONTROL KAPSAMINDA TAHLİYESİNE KARAR VERİLMESİNİ vekaleten arz ve talep ederiz. 22.01.2021

Tutuklu Şüpheli Müdafi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.